Gıda israfı nedir? Gıda israfı nasıl önlenir? 15 adımda israfı önlemenin yolları...
19.02.2021GIDA İSRAFI VE GIDA ATIĞINA GENEL BAKIŞ
Dünyada her yıl gıdaların yaklaşık olarak üçte biri kaybedilmekte ya da israf edilmektedir. Dünya üzerinde her dokuz kişiden birinin açlıkla karşı karşıya olduğu düşünüldüğünde, gıdaların çöpe gitmesi kabul edilemeyecek bir durumdur. Son yıllarda sıkça karşılaştığımız gıda israfı ve gıda kaybı konusu, özellikle Covid-19 pandemisi nedeniyle küresel ölçekte üzerinde oldukça konuşulan önemli bir konu haline gelmiştir. Maalesef, birçoğumuz yiyebileceğimizden daha fazla gıda satın alarak bu israfa katkıda bulunuyoruz.
Yıl bazında 1,3 milyar ton gıdanın çöpe gittiği dünyamızda, özellikle gelişmekte olan ülkelerde gıda kaybını ve gıda israfını önlemek öncelikli ele alınması gereken konulardan biri haline gelmiştir. Gıda kaybı ve israfı, tarımsal üretimden nihai tüketiciye kadar olan değer zincirinin tüm aşamaları boyunca meydana gelmektedir. Gıda tedarik zincirinde meydana gelen kayıplar, aynı zamanda işçilik, lojistik, su kullanımı, pişirme ve depolamada kullanılan enerji kaynaklarının da kaybına sebep olmakta, bunun sonucunda gıda israfı, sera gazı salımını arttırarak iklim değişikliğine de katkıda bulunmaktadır.
Gıda İsrafı ve Gıda Atığı Nedir?
Gıda israfı ve gıda atığı birbirinden farklı iki kavramdır. Gıda israfı, temel olarak üretilen gıdaların tüketilemeden çöpe gitmesidir. Tüm dünyada israf edilen gıda ürünlerinin dörtte biri ile açlığa çözüm bulunabileceği belirlenmiştir. Dünya genelinde yaklaşık 1 milyar insanın aç olduğu ve yetersiz beslendiği düşünüldüğünde, inanılmaz bir israfın yaşandığı gözlenmektedir.
Gıda, orta ve yüksek gelir düzeyine sahip ülkelerde tüketim için yeterli olsa dahi büyük ölçüde israf edilmekte ve atılmaktadır. Bir diğer önemli kayıp ise gıda üretiminin olduğu bölgelerde gıda tedarik zincirlerinde meydana gelmektedir. Çevre kirliliği ve doğal kaynakların sürdürülebilir bir biçimde kullanılmaması gıda üretiminin endişe yaratan boyutlara gelmesine neden olmaktadır. Verimi arttırmak adına gıda üretiminde bazen çevre daha da fazla tahrip edilmektedir.
Gıda israfı ekonomik faktörler, yönetimsel problemler ve teknolojik nedenler gibi pek çok sebepten dolayı ortaya çıkmaktadır. Ancak bahsi geçen 1,3 milyar gıda israfının yaklaşık olarak yarısının perakendecilik ve nihai tüketiciden kaynaklandığı görülmekte ve bu durum bireylerin davranışlarının ve alışkanlıklarının gıda israfında önemli bir yere sahip olduğunu göstermektedir. Bu minvalde, israf edilen gıda ürünlerinin çevresel, ekonomik ve sosyal faturaları oldukça yüksek düzeyde olmaktadır. Çöpe giden gıda ürünleri sınırlı ekonomik ve doğal kaynaklarımızı kötüye kullanmamıza, enerji tüketiminin artmasına, gıda fiyatlarının yükselmesine etki etmekte ve iklim değişikliğini hızlandırmaktadır. Bu sebeple, kayıpları önlemek için ulusal politikaların geliştirilmesi, tüm değer ve tedarik zincirinde rol alan çiftçilerin, gıda sanayisinin, toptan ve perakende satış yapan firmaların gıda sistemindeki israfın ve kayıpların minimize edilerek önlenmesi adına sosyal sorumluluk üstlenmeleri, alt yapı ve soğuk zincir yatırımları yapmaları, uygun kapasite geliştirme, eğitim ve yayım hizmetlerinin sağlanmasına çalışmaları gerekmektedir.
Gıda atığı kavramı ise insan tüketimi için üretilmiş; tüketilmesinde sağlık açısından herhangi bir problem taşımayan ancak rengi, şekli ya da fazla üretim yüzünden tüketilmemiş, tabakta bırakılmış, çöpe atılmış tüm gıda ürünlerini kapsamaktadır. Gıda atıkları literatürde genellikle önlenebilir gıda atıkları ve önlenemez gıda atıkları olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Önlenebilir gıda atıkları çöpe atılmadan önce yenilebilir (tüketilebilir) durumda olan gıdalardır. Zorunlu (önlemez/engellenemez) gıda atığı ise normal koşullarda tüketilmesi uygun olmayan mesela, kahve telvesi, yumurta kabuğu gibi gıda atıklarıdır.
Gıda atıkları ve kayıpları, gelişmekte olan ülkelerde, gıda zincirinin erken aşamalarında, gelişmiş ve sanayileşmiş ülkelerde ise perakende ve tüketici seviyelerinde meydana gelmektedir.
Restoran, lokanta ve kafelerde müşterinin tüketebileceğinden fazla yemek hazırlanması, tabakta bırakılan yemeklerin sağlık riski taşıması nedeniyle kullanılamaması ve bağışlanamamasından dolayı çöpe gitmesi, tüketicilerin son tüketim tarihine dikkat etmemeleri ve gereğinden fazla yapılan alışveriş gıda atığına neden olmaktadır.
Gıda atıkları, sürdürülebilirliğin hem çevresel hem sosyal hem de ekonomik boyutunu olumsuz etkilemektedir. Besin gruplarına göre her yıl meyve-sebzelerin %40-50’si, tahılların %30’u, yağlı tohumlar, et ve süt grubunun %20’si, balıkların %35’i çöpe atılmakta ve yılda 3 milyar insanı besleyecek gıda israf edilmektedir.
Gıda israfını önlemek için Birleşmiş Milletler 2015 yılında Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini (SDG) kabul ederek 2030 yılına kadar perakende ve tüketici seviyelerinde kişi başına küresel gıda atıklarını yarı yarıya azaltmak ve hasat sonrası kayıplar ile üretim ve tedarik zinciri süresince gıda kayıplarını azaltmak üzere çalışmalara başlamıştır. Ve Birleşmiş Milletler 2020 senesinde toplumda bu konuda farkındalık yaratmak amacıyla her yılın Eylül ayının 29. Gününü Uluslararası Gıda Kaybı ve İsrafı Farkındalık Günü olarak belirlemiştir.
Günümüzde küresel bir sorun haline gelen gıda atıklarının oluşturduğu kirlilik, doğal kaynakların azalması, ekonomik ve toplumsal zararlar göz önüne alındığında gıda atıklarının etkin bir şekilde yönetimi ve yeniden değerlendirilmesi sürdürülebilir kalkınmanın devamı için hem ülkemizde hem de tüm dünyada her geçen gün önem kazanan konulardan biridir.
Dünyamızın geleceği için hepimizin harekete geçerek yiyecek kaybına ve israfına dur demesi gerekir. Gıdaları israf etmeden kullanmayı bir yaşam biçimi haline getirmek için günlük hayatımızda bir takım alışkanlıklarımızı değiştirmek mümkündür. Bunun için yapılması gerekenleri şu şekilde listeleyebiliriz:
1. Daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir diyet benimsenmelidir:
Dinamik kent yaşamı nedeniyle özellikle çalışan nüfusun besleyici öğünler hazırlaması zor olabilmektedir. Ancak sağlıklı öğün hazırlamak sanıldığı kadar zaman alıcı değildir. Bir planlama ile internetten bile erişebileceğiniz onlarca sağlıklı tarife ulaşmak son derece kolaydır.
2. Sadece ihtiyacınız dahilinde alışveriş yapın:
Haftalık gıda listesi yapın. Alışveriş listenize sadık kalarak hem gıdadan hem de paranızdan tasarruf edersiniz.
3. Görünüşü iyi olmayan meyve ve sebzeleri de kullanın. Sebze ve meyvelerin tüm besin değerlerinden iyice faydalanın:
Yiyecekleri görünüşünden dolayı atmayın. Şekilleri değişik veya zedelenmiş meyve ve sebzeler, keyfi standartları karşılamadığı için genellikle atılır. Örneğin olgun meyveleri,meyve suları, smoothie ve tatlı hazırlamak için kullanabilirsiniz.
4. Gıdaları daha iyi depolayın ve stok yönetimini iyi yapın:
Daha önce aldığınız gıdaları dolabınızın ya da buzdolabınızın ön tarafına, yeni aldıklarınızı ise eskilerin arkasına yerleştirin. Buzdolabında depoladığınız yiyeceklerinizi taze tutmak için hava geçirmeyen saklama kapları kullanın ve böceklerin içeri girmesini önlemek için paketlerin kapalı olduğundan emin olun.
5. Gıda etiketlerini okumayı öğrenin:
Gıdaların etiketlerinde yer alan son kullanma tarihi ve tavsiye edilen tüketim tarihi arasında büyük fark vardır. Gıdalar, tavsiye edilen tüketim tarihinden sonra yenmek için hala güvenli olsa da son tüketim tarihinden sonra tüketilmemelidirler. Trans yağlar ve koruyucular gibi sağlıklı olmayan içerikler için gıda etiketlerini kontrol edin ve ilave şeker veya tuz içeren gıdalardan kaçının.
6. Porsiyon miktarlarını küçültün:
Evde daha küçük porsiyonlar hazırlayın veya restoranlarda sipariş ettiğiniz yiyecekleri paylaşın.
7. Artıklarınızı sevin:
Hazırladığınız, pişirdiğiniz yiyeceklerinizi hepsini yiyemiyorsanız dondurun veya artıkları başka bir öğünün hammaddesi olacak şekilde kullanabilirsiniz.
8. Yiyecek artıklarınızdan kompost yapın:
Evinizde kompost hazırlayarak gıda artıklarının çöpe dönüşmesinin önüne geçebilirsiniz. Bu şekilde toprağa besinleri geri verir ve karbon ayak izinizi azaltırsınız.
9. Gıdaya saygı duyun:
Yemek hepimizi birbirimize bağlar. Gıdanın tarladan çatala gelinceye kadar olan tüm sürecinin bilincinde olarak gıda ile bağlantı kurun. Çiftçileri tanımaya çalışarak, gıda üretimi hakkında bilgi edinin.
10. Yerel gıda üreticilerini destekleyin:
Yerel ürünler satın alarak bölgenizdeki aile çiftçiliğini ve küçük işletmeleri destekleyebilir ve lojistik mesafesini düşürerek çevre kirliliği ile mücadeleye yardımcı olursunuz.
11. Balık çeşitlerini yaşatın:
Morina balığı ya da ton balığı gibi aşırı avlanma riski altında olan balık türleri yerine uskumru veya ringa balığı gibi daha bol bulunan balık türlerini tüketin. Eko etiketli veya sertifikalı balıklar gibi sürdürülebilir şekilde yakalanan veya yetiştirilen balıkları satın alın.
12. Daha az su kullanın:
Su olmadan gıda üretemeyiz. Çiftçilerin yiyecek üretmek için daha az su kullanması gerektiği gibi bireylerin de gereksiz su tüketimini azaltması gerekmektedir. Örneğin dişlerinizi fırçalarken suyu kapatmak, araba yıkarken fazla su kullanımından kaçınmak gibi.
13. Topraklarımızı ve suyumuzu temiz tutalım:
Bazı evsel atıkların potansiyel olarak tehlikeli olduğu ve asla normal çöp kutusuna atılmaması gerektiği unutulmamalıdır. Piller, boyalar, cep telefonları, ilaçlar, kimyasallar, gübre, lastikler, mürekkep kartuşları vb. maddeler toprağa ve su kaynaklarına sızarak gıdaların üretildiği doğal alanlara zarar verebilir.
14. Daha çok bakliyat ve sebze tüketin:
Haftada 2-3 kez, bakliyat ve sebze içeren bir yemek yemeyi deneyin.
15. Paylaşmak önemsemektir:
Tüketmeyeceğiniz gıdaları bağışlayın. Örneğin, cep telefonlarındaki uygulamalar sayesinde komşularınız ve yerel işletmelerle bağlantı kurabilir ve tüketmediğimiz fazla gıdaları atmadan paylaşabiliriz.
Bu içerik, Yaşar Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Doç Dr. Seda Genç ve Yaşar Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Eylem Ezgi Fadıloğlu tarafından derlenmiştir.
İyi bir şef olmanın ilk adımı, işinde usta şeflerden alınan gastronomi eğitimleri ve öğretilen tekniklerdir.
Hayal kurmaktan korkmayın. Çünkü hayal gücü insanın en önemli silahıdır!